20.06.2013

Birçok ülke, geometrik olarak gelişirken (neden)
bazı ülkeler sadece aritmetik olarak gelişirler.

Birçok ülkede gelişmeler, kurumlar ve yenilikler yaşamın kalitesini ve refahı
artırırken bazı ülkelerde istenen refah düzeyi (neden) olmaz ya da oldurulamaz.

Gelişen ve refahı artan ülkeler hep aynı iken, karmaşa içinde yerinde sayan,
bir ileri-iki geri giden ülkeler (neden) hep aynıdır.

Biz, yerinde sayan, bir ileri-iki geri giden bu karmaşanın içinden (neden) çıkamayız.

Orta-Doğu coğrafyasındaki bu durum kaderimiz midir?

*
Sürekli deneme-yanılma yöntemi ile öğreniyoruz.
Her şeye yeniden başlayıp ölümsüzleşmeyi hedefliyoruz.
Bir öncekini izlemiyor, bir sonrakini planladığımızı sanıyoruz.
Bu nedenledir ki taş üstüne taş koyamıyor,
sürdürülebilir bir gelişmeyi ve refahı yakalayamıyoruz.

Uzman olmaya gerek yok,
Orta-Doğu’ nun yakın tarihine bakmak,
insanları, liderleri ve ülkeleri izlemek yeterli.

Bilim, akıl ve bilgelikle öğrenmeyi ve gelişmeyi gerçekleştiremiyoruz.

Bu nedenledir ki bu coğrafyadaki liderlere bakışımız
her seferinde (genç ve toy aşıklar düzleminde)
bu farklı, bu sefer farklı diye başlıyor,
hepsi aynı diye bitiyor.

Bu nedenledir ki,
yarına umut yaratılamadığı için,
tarihe sığınma çaresizliğindeyiz.