22.02.2013

Farklı bir başlangıçtır, bizimkisi.

Temel yapısı azlık ve yokluktur.
Temel felsefesi ise çalışacaksındır. Bekleyecek bir şey yoktur.
Bu nedenledir ki ilkokulun sonları ile birlikte iş dünyasına da başladık.
Var olanı bile henüz kavrayamadığımız bu hayat oyununda,
sürekli, yeni gelişmeleri anlamaya ve kavramaya mecbur kaldık.

Sağ-sol çatışmaları, kanlı sokak kavgaları,
Beklerken çürüdüğümüz tüp ve yağ kuyrukları,
Askeri darbeler,
Bugün bile anlamakta zorlandığımız siyasi krizler,
Ekonomik krizler, ambargolar,
Bizim sürekli kaybettiğimiz develüasyonlar….
Bütününü anlayamadığımız ama gırtlağına kadar içinde olduğumuz ve
çok fazla bedel ödediğimiz gelişmeler.

Dokunmadan sevildiğimiz için dokunamadan sevmeyi öğrendik.
Okul ve sıra arkadaşlığını öğrenemeden fraksiyon birlikteliklerini öğrendik.
Sinema, tiyatro gibi faaliyetlere katılamadan siyasetimsi toplantılara katıldık.
Kader birliğinin kadını-erkeği olmazdı bu nedenle herkese bacı-kardeş dedik.
Bu nedenle, sevmeyi, aşık olmayı, bunu dile getirmeyi öğrenemedik.
Hayata ve yeniliklerine hep geç kaldık.
Ertelediğimiz her şeyde umutlarımızı, hayatımızı, kendimizi ihmal ettik.

Bir garip ruh halidir bizim kuşağın yaşadığı;
Sert görünümler altında ağır bir duygusallık.
İsteriz ama söyleyemeyiz.
İçimiz yanar belli etmeyiz.
Dinleriz ama anlatamayız.

Biz ertelemelerle dolu bir hayatı kendi içimizde yaşarız.
Bu nedenledir ki anlatamayız, anlaşılmayız.

———————
Haşmet ÖYKEN’ e teşekkürler.